İçimizdeki Gizemli Kaptan: Zihin ve Bilinçaltı Kitaplarıyla Hasbihal
İnsan zihni... Belki de evrendeki en karmaşık, en gizemli ve en merak uyandıran yapı. Her birimizin içinde, farkında olsak da olmasak da, devasa bir buzdağının görünmeyen kısmı gibi duran bir bilinçaltı var. Ve ne yalan söyleyeyim, kitapçıların o "Zihin", "Bilinçaltı", "Psikoloji" rafları, bu gizemli diyara bir kapı aralama vaadiyle beni hep mıknatıs gibi çekmiştir. Kim çekilmez ki? Sonuçta, "Ben kimim?", "Neden böyle davranıyorum?", "Bu düşünceler nereden geliyor?" gibi sorular, insanlık tarihi kadar eski
Bahar Süreyya Gülşen
5/15/20252 min oku
Bu tür kitapların kapağını ilk araladığımızda, sanki kendi içimizde keşfedilmemiş bir kıtaya adım atar gibi hissederiz. Bilinçaltının derinlikleri, rüyaların dili, düşünce gücünün etkileri, alışkanlıkların kökeni... Okudukça, sanki hayatımızın görünmeyen bir yönetmeni olduğunu fark ederiz. O yönetmen ki, bazen bizi destekler, bazen de farkında bile olmadan ayağımıza çelme takar. İşte zihin ve bilinçaltı kitapları, bu içsel yönetmenle tanışma, onunla iletişim kurma ve belki de onunla daha iyi anlaşma çabamızda bize rehberlik etme iddiasındadır.
Peki, bu kitaplar bize neler fısıldar? Çoğu zaman, günlük hayatta "otomatik pilotta" yaptığımız davranışların, verdiğimiz tepkilerin, hatta kurduğumuz hayallerin bile bilinçaltımızdaki inanç kalıplarından, geçmiş deneyimlerden veya bastırılmış duygulardan beslendiğini anlatırlar. Çocuklukta duyduğumuz bir cümlenin, yaşadığımız bir olayın, yıllar sonra bile kararlarımızı nasıl etkileyebileceğini görmek, insana hem şaşırtıcı hem de biraz ürkütücü gelebilir. Ama aynı zamanda, bu farkındalık, bir şeyleri değiştirme gücünü de içinde barındırır. "Demek ki bu yüzden böyle hissediyormuşum!" dediğimiz o aydınlanma anları, paha biçilemezdir.
Bu kitaplarda sıkça karşımıza çıkan "olumlamalar", "imajinasyon teknikleri", "meditasyon" gibi kavramlar, ilk başta biraz havada kalabilir ya da fazla "spiritüel" gelebilir. Ama özünde, hepsi zihnimizin çalışma prensiplerini lehimize çevirme gayretidir. Düşüncelerimizin duygularımızı, duygularımızın da davranışlarımızı etkilediği gerçeği, artık bilimsel olarak da kabul görüyor. Dolayısıyla, bilinçaltımıza olumlu mesajlar göndererek, zihnimizde istediğimiz senaryoları canlandırarak bir nevi "içsel programlama" yapma fikri, kulağa o kadar da uzak gelmemeli.
Ancak, bu yolculukta dikkatli olmakta fayda var. Her zihin ve bilinçaltı kitabı, aynı derinliğe ve aynı bilimsel temele sahip olmayabilir. Bazıları, karmaşık konuları fazlasıyla basite indirgeyerek, "bir gecede aydınlanma" vaatleriyle okuyucuyu yanıltabilir. "Evrene mesaj gönder, isteğin gelsin" kolaycılığına kaçan, sorumluluğu tamamen dış etkenlere yükleyen yaklaşımlar, bizi asıl yapmamız gereken içsel çalışmadan uzaklaştırabilir. Unutmayalım ki, bilinçaltının dehlizlerine inmek cesaret ister, sabır ister ve en önemlisi, dürüstlük ister.
Bu kitapları okurken en büyük kazanımımız, belki de kendimize daha meraklı ve şefkatli bir gözle bakmayı öğrenmek. Kusurlarımızı, korkularımızı, takıntılarımızı yargılamak yerine, onların kökenini anlamaya çalışmak... Bu, başlı başına iyileştirici bir süreçtir. Okuduklarımızı bir reçete gibi harfiyen uygulamak yerine, kendi içgörülerimizle birleştirmek, kendi deneyimlerimizle yoğurmak önemlidir. Çünkü her birimizin zihin haritası, parmak izi gibi benzersizdir.
Son tahlilde, zihin ve bilinçaltı kitapları, kendimizi keşfetme serüvenimizde bize eşlik eden değerli birer pusula olabilir. Bizi düşünmeye, sorgulamaya ve en önemlisi, kendi iç dünyamızla daha derin bir bağ kurmaya teşvik ederler. Ama unutmamalıyız ki, okyanusun derinliklerine dalmak için sadece haritaya bakmak yetmez; cesur bir dalgıç olup, o sulara bizzat girmek gerekir. Bu kitaplar bize kapıyı gösterebilir ama o kapıdan içeri adım atacak olan yine bizleriz. Ve bu içsel keşif yolculuğu, belki de hayatımızın en heyecan verici macerasıdır.
Türkçe e-kitaplar ile profesyonel bir deneyim.
Destek
POLİTİKALAR
SOSYAL MEDYA
